Zehirsiz Sofralar için mücadele veren Buğday Derneği, yeni projesi ile İstanbul’daki tarım-gıda paydaşlarını dayanışmaya davet ediyor.
Buğday Derneği tarafından, agroekoloji temelli kısa gıda tedarik zincirlerinin oluşmasına ve gelişmesine katkı sunma hedefiyle, Portekiz’den K-Evolution ve Türkiye’den Marmara Belediyeler Birliği ortaklığında yürütülen “İstanbul ve Setúbal’da Yerel Yönetimler ile Yerel Gıda Sistemini Dönüştürmek” projesi kapsamında 5 Kasım 2022 Cumartesi günü, İstanbul-Beyoğlu’nda yüz yüze bir toplantı düzenlenecek.
İstanbul’da faaliyet gösteren gıda toplulukları, tüketici kooperatifleri ve bu alanda çalışan STK ve sivil inisiyatiflerinin katılımına açık olan toplantıda projeye dair bilgi paylaşımı ile birlikte İstanbul’daki tarım-gıda sisteminin genel bir resmini ortaya koymak üzere deneyim ve işbirlikleri konuşulacak.
Kontenjanın sınırlı olduğu toplantıya katılım için 4 Kasım 2022, Cuma gününe kadar kayıt formunu doldurmak gerekmektedir. Katılımı onaylanan katılımcılara mekân ve program bilgisi toplantı öncesinde kayıtlı mail adresleri üzerinden iletilecektir.
Buğday Derneği’nin, Portekiz’den K-Evolution ve Türkiye’den Marmara Belediyeler Birliği ortaklığında 1 Eylül 2022’de başlayan “İstanbul ve Setúbal’da Yerel Yönetimler ile Yerel Gıda Sistemini Dönüştürmek” projesi, Mercator Vakfı mali desteği ile Türkiye’den MAD (Mekanda Adalet Derneği) ve Avrupa’dan ALDA (European Association for Local Democracy) yürütücülüğünde uygulanan THE:PLACE – Türkiye Avrupa El Ele: Sivil Toplum ve Yerel Yönetimler İçin Değişim Programı kapsamında yürütülmektedir.
Buğday Derneği’nin Akdeniz Agroekoloji Kervanı – MedCaravan projesi kapsamında, 13 Ekim 2022 saat 19.00-20.30’da “Akdeniz’de Agroekoloji Savunuculuğu” başlıklı bir webinar düzenlenecek.
Agroekoloji hem bir bilim, hem bir dizi tarımsal uygulama ve hem de bir sosyal hareket olarak tanımlanıyor. Bir bilim olarak, doğal ekosistemler içinde ve arasındaki etkileşimleri kapsıyor. Tarımsal uygulama olarak, çevreyi onaran ekolojik üretim modelleri geliştirmek üzere doğal ekosistemlerle ilgili derin bir bilgiyi temel alıyor. Sosyal bir hareket olarak ise, tüm gıda sistemini değiştirmek üzere ortak amaçlar için çalışıyor.
Somut olarak, bu ne demek? Agroekolojinin sadece bir dizi teknik standarda indirgenmesini nasıl engelleriz? Agroekolojinin sosyal boyutunun yeniden ağırlık kazanmasını nasıl sağlarız?
Akdeniz Agroekoloji Kervanı – MedCaravan kapsamında düzenlenen “Akdeniz’de Agroekoloji Savunuculuğu” başlıklı webinarda, Akdeniz’de politika üretme konusunda nasıl etki yaratılabileceği konuşulacak. Akdeniz Havzası’nda politik alanlar çok fazla olduğu için hepsine birden uyacak hazır yöntemler olmasa da ortak konular ve ortak mesajlar bulunabilir.
Bu soruların cevabını Hırvatistan Organik Çiftçi Örgütleri Birliği program koordinatörü Sunčana Pešak, İtalya’dan bir çiftçi ve gıda egemenliği hareketinin savunucusu Elisa D’Aloisio ve agroekoloji eğitimci ve araştırmacısı ve URGENCI Uluslarası Komitesi Başkanı Isabel Alvarez-Vispo ile konuşacak.
İngilizce düzenlenecek webinarda Arapça, İtalyanca, Fransızca, Portekizce ve İspanyolca tercüme sağlanacak.
Buğday Derneği’nin proje ortağı olduğu, AB Erasmus+ programı tarafından desteklenen Akdeniz Agroekoloji Kervanı 22 Şubat #CSADay Topluluk Destekli Tarım Günü’nde bir webiner (web semineri) düzenliyor. Topluluk Destekli Tarım (TDT) hareketinin büyümesini kutlayacağımız bu webinerde Portekiz, Fransa ve İtalya’dan 3 TDT çiftçisi deneyimlerini paylaşacak. Umutları ve korkuları hakkında açıkça konuşacaklar. TDT yapmanın ve agroekolojik bir şekilde üretmenin hem risklerini hem de faydalarını Akdeniz bağlamında ele alacaklar.
TDT türeticilerine agroekolojik üretim yapan yeni çiftçiler için mevcut eğitim yollarını merak ediyor musunuz? TDT’ye dayalı çiftlik yönetimi konusunda uygulamalı deneyimi olan çiftçileri dinlemek ister misiniz?
22 Şubat 2022, TSİ 16.00’da Akdeniz Agroekoloji Kervanı‘nın birinci webinerine katılın. Bu webiner, sorularınıza deneyimli TDT çiftçilerinden yanıtlar bulmak için bir fırsat.
Panelin kolaylaştırıcılığını URGENCI Genel Sekreteri Jocelyn Parot yapacak, İngilizce ve Fransızca çeviri olacak.
SÜYADER ve Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği ortaklığında yürütülen Krizler Döneminde Dayanıklı Gıda Sistemleri Oluşturmak projesi kapsamında bir buluşma gerçekleştiriliyor.
Gezegenimizi tehdit eden sosyal, çevresel ve ekonomik kriz koşullarında insan ölçekli, doğa dostu, dayanıklı tarım ve gıda sistemlerini desteklemeyi ve yaygınlaştırmayı amaçlayan projenin 12 Şubat 2022 Cumartesi günü 11:00-16:00 arasında gerçekleşecek olan üretici-türetici buluşmasını Youtube üzerinden canlı olarak takip etmek mümkün.
Buluşmanın programı şu şekilde:
11.00-11.15 Açılış Konuşması: Kenan Baydar (Ankara Kent Konseyi Kırsal Kalkınma Çalışma Grubu sözcüsü)
11.15-11.30 Gökmen Argun (UNDP SGP/GEF Türkiye Koordinatörü)
11.30-11.45 Ozan Can İlhan (SÜYADER) Gıdamız Geleceğimiz projesi kapsamında yapılan ve planlanan çalışmalar
11.45-12.10 Ceyhan Temürcü (Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği): Krizler döneminde yerel gıda ağlarının önemi
12.10-12.30 Tahtacıörencik Doğal Yaşam Kolektifi (TADYA) üreticileri: TADYA nedir, nasıl çalışır?
12.30-13.00 Ara
13.00-13.30 Tahtacıörencik’ten geleneksel tarım ürünleri ve yerel gıdaların tanıtımı
13.30-14.20 TADYA üreticileriyle soru ve cevaplar
14.20-15.30 Forum: Ankara üreticilerinin yerel pazara erişim imkânları nasıl artırılabilir?
“Güdül’de Gıda Topluluklarıyla Agroekolojik Dönüşüm” projesi kapsamında yürütülen faaliyetlerin ve deneyimlerinin paylaşılacağı çevrimiçi seminer, 19 Eylül 2021 Pazar günü saat 19.00’da Buğday Derneği’ninFacebook ve YouTube sayfalarında canlı olarak yayınlanacak.
Doğa dostu bir üretim sistemi için çalışan Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği ve Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği ortaklığında, UNDP GEF Küçük Destek Programı’nın (SGP) desteğiyle Mayıs 2019 – Ağustos 2021 döneminde Ankara’nın Güdül ilçesinde hayata geçirilen “Güdül’de Gıda Topluluklarıyla Agroekolojik Dönüşüm” projesi başarıyla tamamlandı.
Proje kapsamında, tarımsal biyoçeşitliliğin korunması ve yerel ekonomilerin güçlendirilmesi amacıyla yürütülen faaliyetlerin ve deneyimlerin paylaşılacağı çevrimiçi bir seminer düzenlenecek. Güdül Belediye Başkanı Muzaffer Yalçın, UNDP SGP-GEF Türkiye Koordinatörü Gökmen Argun, Güdül’ün Öncü Çiftçileri ve proje yürütücülerinin katılımıyla 19 Eylül 2021 Pazar günü 19.00 – 22.00 saatleri arasında gerçekleşecek seminer, Buğday Derneği’nin Facebook ve YouTube sayfalarında canlı olarak yayınlanacak.
Etkinlik programı:
19.00 – 19.10 Açılış konuşması — Ahmet Berkay Atik (Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği)
19.10 – 19.20 SGP-GEF ve desteklediği çalışmalar — Gökmen Argun (UNDP SGP-GEF Türkiye Koordinatörü)
19:30 – 19.45 Gıda toplulukları ve topluluk destekli tarım— Oya Ayman (Üretici, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği):
19:45 – 20.00 Agroekoloji ve yerel gıda ağlarının önemi — Ceyhan Temürcü (Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği)
20:00 – 21.00 Proje kapsamında yapılan çalışmalar ve sonuçlar— Ceyhan Temürcü, İlker Bekarslan, Özgürel Başaran, Özkan Baş, Nursemin Duran, Adnan Durmuş
21:00 – 21.15 Bir devam projesi: Tahtacıörencik ve Ötesi — Ozancan İlhan (Sürdürülebilir Yaşam Derneği)
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Strateji Kurulu Üyesi Oya Ayman, 17 Mayıs’ta Kapadokya Üniversitesi’nin Sürdürülebilirlik Konuşmaları programına konuk oldu.
Moderatörlüğünü Dr. Ekin Gündüz Özdemirci’nin yaptığı Buğday Derneği Strateji Kurulu Üyesi Oya Ayman ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Dr. Fatih Özden’in konuk olduğu “Gıda Toplulukları ve Zehirsiz Sofralar” başlıklı söyleşinin kaydı aşağıdaki bağlantıdan izlenebilir.
21-28 Şubat haftası tüm dünyada Topluluk Destekli Tarım (TDT) haftası olarak kutlanıyor. Türkiye’de de gıda toplulukları ve TDT uygulamaları giderek yaygınlık kazanıyor.
Covid-19 krizi bize, tüketiciler ile üreticilerin birbirinden kopuk olduğu endüstriyel gıda sisteminin ne kadar güvenilmez olduğunu gösterdi. Yoğun dış girdili şirket tarımına, uzun tedarik zincirlerine ve oligarşik karar mekanizmalarına dayalı endüstriyel gıda sisteminin, krizlere dayanıklılık sağlamak şöyle dursun, bizzat krizler (salgın krizleri, çevre ve iklim krizi, sosyal ve ekonomik krizler) üreten bir yapısı olduğunu gördük.
Hükümetin ve yerel yönetimlerin yapması gerekenler var; onlardan adil bir gıda sistemi için üzerlerine düşeni yapmalarını istemeye devam edeceğiz. Ama topluluk destekli tarım gruplarına ve gıda topluluklarına katılmak, küçük çiftçilerden bireysel ve toplu olarak aracısız alışveriş yapmak, onlarla birlikte dayanışma ağları oluşturmak bizim elimizde!
Türkiye TDT Ağı olarak, 22 Şubat’tan başlayarak 2 hafta boyunca, topluluk destekli tarımı ve gıda topluluklarını tanıtan ve teşvik eden paylaşımlar yapıyoruz. Bu mesajları siz de ağlarınızda ve çevrenizde paylaşın, yaygınlaştırın!
6 Mart Cumartesi günü Zoom ve Youtube üzerinden gerçekleşecek olan TDT ve Gıda Toplulukları seminerini de takviminize not edin. Detayları yakında Türkiye TDT Ağı FB sayfasında bulabileceksiniz.
TDT ve Gıda Toplulukları Broşürü’nü buradan indirebilirsiniz:
Tabağındaki gıdanın hikayesini merak eden, üretim süreçlerine seyirci kalmayan bireylerin sayısı her geçen gün artıyor. Bu bireylerin küçük üreticiyle el ele vererek oluşturduğu gıda toplulukları da Türkiye’nin dört bir yanına yayılıyor. Pandemi döneminde doğan Fethiye Gıda Topluluğu, bu hareketin en yenilerinden. Topluluk kendini şöyle tanıtıyor:
“2020 Mart ayında ilk adımlarını atıp, Ağustos ayında yaptığımız büyük tanışma toplantısıyla Fethiye Gıda Topluluğu olarak bir araya geldik. Adil ve temiz gıda anlayışıyla türeticiler olarak hayatımızın geri kalanında olduğu gibi, yediğimiz gıdanın da öyküsüne dahil olmak istiyoruz. İnsan merkezci bakış açısının sorgulanarak; insan, doğa ve hayvan sömürüsünün son bulması için bireysel çabaların yanında ortak mücadeleleri güçlendirmek adına bir araya geldik ve daha büyük adımlar atmak için kolektif bir bilinç oluşturma niyetindeyiz. Gıdanın üretiminden tüketimine geçen süreçte yıkımın önlenmesi, sürecin öbür tarafına itelenen tüketicilerin de sürece dahil olabilmesi adına Fethiye Gıda Topluluğunu kurmaya karar verdik. Hiçbir türden tahakküm ve sömürüyü meşru görmeden; sadece gıda değil bütün doğal süreçleri gözeten, ortak bilinç oluşturmayı hedefleyen, gıda dışı sorunlarımızı da konuşabildiğimiz, hayatlarımızı yakınlaştırmayı hedeflediğimiz bir topluluk olma niyetindeyiz. Bu bağlamda haftada bir toplantılarımızıve dağıtımlarımızı gerçekleştirmeye çalışıyoruz.”
Originn ve Gediz Ekoloji Topluluğu (GETO), tüketmenin bir noktada bizi sona götüreceği, bu sona varışımızı ise ancak üreterek ve bilinçlenerek yavaşlatabileceğimiz düşüncesiyle başlattıkları “Döngü: Üreticiden Türeticiye Dönüşüm Hikayeleri” serisi ile doğayla teması ön plana alarak üretmeyi, üreteni desteklemeyi, daha az tüketmeyi ve tükettiğimizi dönüştürmeyi hedefliyor.
Serinin ilk konuğu Buğday Derneği Strateji Kurulu Üyesi Oya Ayman oldu.
Kendi dönüşüm hikayesini anlatan Oya Ayman, yaklaşık otuz yıllık aktif gazetecilik hayatının ardından şehirli bir insan olarak kırsala yerleşerek “yeni köylü” olma sürecinde yaşadığı zorluklara rağmen, doğa ile uyum içerisinde öğrenmenin ve dönüşmenin ne kadar kıymetli olduğuna dikkat çekiyor: “Köy ile kent arasında köprü olma rolünü üstlenmemiz gerekiyor. Ben hem ürün yetiştirmekten hem de onları nasıl yaptığımı yazarak paylaşmaktan çok keyif alıyorum. Öğrendiklerimizi paylaşmak çok değerli. Çünkü çağımızda tüketimin türetime dönüştüğü yeni bir paradigmadan söz ediyoruz. Artık üretenler ile tüketenlerin bir araya gelmesi, tüketen insanların bütün üretim süreçlerinin farkında olması, sorgulaması ve üreten insanları tanıması gerektiği bir döneme girmiş durumdayız.”
Gıda toplulukları sisteminin birbirinden öğrenme ve dayanışma gücü ile ekolojik yaşam hareketini de ileriye taşıdığına değinen Ayman, sorumluluk alarak gıda topluluklarına dahil olan türeticilerin, üreticiler ile bağ kurarak birbirlerini dönüştürdüğünü ve bu birlikteliğin ürün çeşitliliğinin artırılması, sosyal refahın sağlanması ve ekolojik kaygılara hep birlikte çözümler sunulması gibi gıdanın çok ötesinde anlamlar kazandırdığını belirtti.
Yerel gıdaya ulaşım süreçlerinde adil ve başarılı yollar inşa edilmesini desteklemek için 2012 yılında Avustralya’da kurulan ve şu anda 12 farklı ülkede kullanılan bir açık kaynak yazılım projesi olan Open Food Network‘ün (OFN) Türkiye oluşumu “Açık Gıda Ağı” adıyla www.acikgida.com adresinde faaliyete başladı.
Açık Gıda Ağı (AGA) girişimcisi Batuhan Durak, AGA’yı şöyle anlatıyor:
“Açık Gıda Ağı, temiz, ekolojik ve geleneksel yöntemlerle üretilmiş gıdaya ulaşım süreçlerini kolaylaştıran bir sosyal gıda platformudur. Gıda üretiminin ve dağıtımının özel ihtiyaçlarına yönelik olarak geliştirilmiştir ve sürekli olarak yenilenmektedir. İletişim, dayanışma ve şeffaflık ilkeleri üzerine kuruludur.
www.acikgida.com bir e-ticaret sitesi değildir. Kullanıcılarının tüketiciler değil, sağlıklı ve sosyal bir gıda ağına dahil olan türeticiler olmasını hedefler. Bir sosyal girişim projesi olarak yarattığı kaynağın herkes için adil olmasını ve kar etmesi halinde kazancını ekoloji ve gıda güvenliğiyle ilgili projelere fon olarak kullanmayı amaçlar.
AGA’da ürünlerin fiyatları değil, üreticiler ve onların hikayeleri ön plandadır. AGA platformunda üreticiler kendileri doğrudan satış yapabildikleri gibi çoklu hesap işlevi sayesinde çok üreticili dükkanlar oluşturabilirler. Bu sayede üretici kooperatifleri ve sanal üretici pazarları kurulabilir. Aynı zamanda tüm bu süreçler AGA üzerinden verilen izinler ile gönüllü/ücretli hesap koordinatörleri tarafından yönetilebilir, bu sayede üreticiler üretim süreçlerinden vakit ayırmadan platformdan faydalanabilirler.
Çoklu hesap işlevi sayesinde AGA’da gıda toplulukları ve tüketici kooperatiflerini de yönetebilirsiniz. Yalnızca topluluk üyelerine veya alıcılarına özel dükkanlar oluşturabilir, ön sipariş toplama, hazırlık ve dağıtım süreçlerini kolaylıkla organize edebilirsiniz. Platform üzerinden satış yapmasanız bile hesap oluşturarak kendinizin ve üreticilerinizin görünürlüğünü ve tanınırlığını artırır, yeni türeticiler kazanılmasını, yeni topluluklar ve kooperatifler kurulmasını cesaretlendirmiş olursunuz. AGA’nın listeleme özelliği ayrıca üreticilerin, toplulukların ve bu alandaki tüm girişimlerin birbirine temas edebildiği bir bilgi ve iletişim kaynağı olmasını sağlar. Unutmayın, AGA yazılımı üreticiler, gıda toplulukları ve gıda kooperatiflerinin ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirildi.
Siz de Açık Gıda Ağı ailesinin bir parçası olun, temiz ve adil bir gıda sistemini en baştan hep beraber inşa edelim”