Buğday Derneği
Gıda Toplulukları
Gıda Toplulukları

3 Yorum

GERÇEK GIDAYA ULAŞMAK İÇİN ÇÖZÜM: GIDA TOPLULUKLARI

Yazı: Ahmet Berkay Atik

 

Sorun, boğazımızdan geçen lokmanın soframıza nasıl bir yolculuğun sonunda geldiğini umursamayı bıraktığımızda başladı. Bugün çoğu insanın zor tahammül ettiği şehir hayatı, sunduğu iş olanakları ve “konfor” sayesinde, herkesin gıdasını kendi ürettiği kırsal hayatları geride bıraktıracak kadar cazip gelmiş milyonlarca kişiye. O kadar cazip ki, nüfusumuzun  yüzde 90’ından fazlası il ve ilçe merkezlerinde yaşıyor artık. Yani tarımla uğraşan nüfus bir hayli azaldı. Fakat gıda ihtiyacı azalmadı, aksine arttı.

Şehirlerdeki milyonlar bol bol tüketmeye devam ettikçe, birilerinin de onları besleyecek gıdayı bol bol üretmesi gerekti, bu denkleme göre. Neyse ki sanayileşme ve makineleşme koştu imdadımıza! Bol makineli, az insanlı, dönümlerce arazi üzerinde monokültür (tek tip) ürünlü, her türlü kimyasal girdinin mubah olduğu konvansiyonel tarıma dayalı, ama hepsinden önemlisi “maksimum verim” odaklı üretim anlayışı sayesinde artık herkesin gıda üretmesine gerek kalmadı. Armut pişiyor, ağzımıza düşüyor. Düşüyor düşmesine de o armut artık zehir dolu, o armutu üreten para kazanamadığı için ağlıyor, o armutun yetiştiği topraklar adeta katledilmiş durumda. Ya bunları görmezden gelip yutuvereceğiz ya da başka bir armutun peşine düşeceğiz. Neyse ki, “başka bir armut mümkün” diyenlerin çözümleri var…

Gıda güvenliğini tehdit eden tercihler

Dünyanın hemen hemen her yerinde insanlığın iki temel tercihi gıda güvenliğini ciddi biçimde tehdit ediyor:

1. Endüstriyelleşme: Minimum maliyetle maksimum verim arzusundan beslenen konvansiyonel tarım, endüstriyel hayvancılık ve işlenmiş ürünlerde geleneksel üretimin yerine fabrikasyon üretimin alması, gıdayı metalaştırıp değersizleştirmekle kalmadı; gıda üzerindeki hakimiyeti -fıtratı gereği- kâr maksimizasyonuna odaklı şirketlerin insafına bıraktı.

2. Ekonomiyi ekolojiden üstün görme: Yukarıda bahsi geçen üretim biçimlerinin sonucu olarak miktarca fazla ama nitelik (besin değeri, sağlığa faydası) açısından düşük gıdalarla, ya da Michael Pollan’ın dediği gibi “gıda benzeri şeylerle” karşı karşıya kaldık. Yetmezmiş gibi bu üretim anlayışıyla toprağı gıda yetiştirilemez hale getiriyoruz, suyu, havayı, kısaca ekosistemin bütününü tahrip ederek bindiğimiz dalı kesiyoruz.

Farkında olsak da olmasak da, dünya ve Türkiye, ekolojik bir krizin içinde ilerlerken temiz, adil, sürdürülebilir üretimden başka yol yok.

Tüm bunları göz önünde bulundurarak rahatlıkla diyebiliriz ki gıda, dev şirketlerin tekeline bırakılamayacak kadar hayati bir konu.

Türetici olmak

Peki, kim alacak gıda güvenliğinin sorumluluğunu? Devlet mi? Yerel yönetimler mi? Sivil toplum kuruluşları mı? Belki evet, belki hayır. Ama hepsinden önce sen, ben, biz! Paramızın kime gittiğini iyi düşünerek, tercihimizi iyi olandan, temiz olandan, sağlıklı olandan, adil olandan yana yaparak almalıyız bu sorumluluğu.

Artık pasif birer tüketici olma lüksümüz yok, öyle olmayı tercih edeceksek “nerede o eski domateslerin kokusu” diye söylenmeye hakkımız da yok. O zaman “tüketici” denen o sevimsiz sıfattan sıyrılmalı ve bizzat üretemesek bile üretimde söz sahibi olacağımız yeni kimliğimize ”merhaba” dememiz gerek: “Türetici” kimliğimize… Slowfood’un kurucusu Carlo Petrini, yaşadığımız çağda gıdamıza sahip çıkmamız için artık sadece ne üretici ne de tüketici olamayacağımızı belirtiyor ve her birimizin üretim-tüketim birlikleri kurarak “türetici” olabileceğimizi söylüyor. Dikkatimizi gıdamıza ve günlük kullanımımız için gereken ürünlere çevirerek, bu ürünlerin kaynağından, alışveriş çantamıza gelene kadar geçirdiği üretim aşamalarından her birimizin sorumlu olduğunu hatırlatıyor. Türetici, çağımız insanının daha önce karşılaşmadığı ve bu nedenle de içinden bir türlü çıkamadığı sorunlara çözümler “türetiyor”. Türetici, bu türetme eylemi için bir iş birliği, yeniden kafa kafaya vermek ve bıkmadan usanmadan denemek, yanılmak, tekrar denemek zorunda.

Çözüm yavaş yavaş kendini belli etmeye başladı bile, değil mi?

“Ne yersen O’sun” sözüne inanan, türetici olma yoluna girmiş her bireyin yolu benzer bireylerin bir araya geldiği topluluklardan, “gıda toplulukları”ndan geçiyor. Bu gıda toplulukları o kadar cazip ki, mevcut gıda sistemine sunduğu alternatif gıda ağı anlayışı, sadece yediklerimizi değil, ekonomik ve ekolojik gidişatı da hayırlı bir istikâmette dönüştürebilecek güçte.

Dünyadaki ve Türkiye’deki gıda toplulukları incelendiğinde kolaylıkla görülebilir ki, bu işin bir standartı veya altın formülü yok. Topluluk Destekli Tarım ve Katılımcı Onay Sistemi gibi genel kabul görmüş kavramların uygulanmasında bile birçok farklılığa rastlamak mümkün. Topluluk dinamikleri, bireylerin ilişkilerine ve kültürlerine göre şekillenir. Bu dinamikler, topluluğun bir tüzel yapıya ihtiyaç duyup duymayacağını da belirler. Eğer bir tüzel yapı tercih edilecekse, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi tüketici kooperatifi kurma yoluna gidilebilir.

GIDA TOPLULUĞUNUZU KURUN

Sofranıza gelen gıda hakkında sorumluluk almaya hazırsanız siz de bölgenizde bir gıda topluluğu kurabilirsiniz.

Bir gıda topluluğu kurmadan önce yaşadığınız bölgede aktif olan bir topluluk olup olmadığını araştırın. Yeni bir topluluk kurmaktansa mevcut topluluğa dahil olmayı düşünebilirsiniz. Türkiye’deki bazı gıda topluluklarını www.gidatopluluklari.org sitesinde görebilirsiniz.

Yeni bir topluluk oluşturmak

Pasif bir tüketici olmak yerine üretim sürecine mümkün olduğunca dahil olan, katılımcı ve aktif bir alıcı veya türetici olmaya niyet etmek bu işin ilk adımı.

Gıdaya erişimi salt “alışveriş” olmaktan çok ötede, sosyal ve ekolojik boyutlarıyla ele alan, tüketici değil türetici zihniyetle hareket eden gıda topluluklarını yaşatmak, elini taşın altına koymayı, topluluğun sürdürülebilirliği için enerji ve zaman ayırmayı gerektiriyor. Dolayısıyla bir topluluk oluşturmaya başlamadan önce buna gerçekten emek verip veremeyeceğinizi iyi düşünün.

Yoldaşları bulmak

Sizinle aynı veya benzer talepleri, beklentileri ve kaygıları paylaşan insanlarla bir araya gelmek, topluluğunuzun tohumunu atmak demek. Bu insanlar akrabalar (yakın civarda yaşayan), komşular, iş arkadaşları, okul arkadaşları gibi yakın çevrenizden herkes olabilir. Fiziksel yakınlığın lojistik açıdan avantajları vardır (daha sık yüz yüze iletişim imkânı, siparişlerin toplu olarak tek noktaya teslimatı gibi).

Küçük başlayın

Önemli olan geniş kitlelere ulaşmak değil, tam aksine hem sosyal hem coğrafi olarak yakın bir grupla hareket etmek. Bu grubun ortak beklentilerle yola çıkması da bir o kadar önemlidir, çünkü ürün/üretici seçim kriterlerinizi bu ortak beklentiler belirler.

İhtiyaçlarınızı tespit edin

Bu topluluk aracılığıyla hangi ürünlerden ne miktarda temin etmek istediğinizi kabaca da olsa belirleyin.
Örneğin taze sebze meyve ihtiyacınızı pazarlardan karşılayıp sadece bakliyatı mı bu topluluktan temin edeceksiniz? Her hafta taze yumurta mı istiyorsunuz? Yoksa tüm mutfak ihtiyacınızı buradan karşılamak niyetinde misiniz?

Tüm bu soruların cevapları topluluğun ihtiyacı olan ürün çeşitliliği, miktarı, sürekliliği ve bunlara bağlı olarak çiftçi/üretici sayısını etkileyecektir.

Kriterlerinizi net olarak ortaya koyun

Siz doğa dostu yöntemlerle üretilmiş ürünler beklerken topluluktaki arkadaşınız “köy ürünü olsun da nasıl olursa olsun” diyorsa, sonraki aşama olan üretici seçiminde görüş ayrılığı yaşamanız muhtemeldir. İlk aşamada detaylı bir kriter seti oluşturmak gerekmeyebilir ancak en azından kırmızı çizgilerinizi belirlemeli ve topluluk içinde fikir birliğine varmalısınız.

Üreticinizi bulun

Topluluğun tespit ettiği ihtiyaçlara göre kimi zaman tek bir çiftçi/üreticinin üretimi tüm grubu beslemeye yeterli olabilirken, talep edilen ürün çeşitliliği ve miktarına bağlı olarak birden fazla üreticiye de ihtiyacınız olabilir. Topluluğunuza davet edeceğiniz üreticileri bulmak için yerel pazarlar, civar köyler, Buğday Derneği’nin TaTuTa ekolojik çiftlikler ağı (www.tatuta.org) gibi üreticiyle yüz yüze temas kurabileceğiniz ortamları tercih edebilirsiniz. İdeal bir gıda topluluğu şeffaflık ve güven üzerine kurulu olacağından yeni tanıştığınız üreticiyle konuşup içtenlikle sohbet etmeniz, ona sorular sormanız, onun aklında topluluğunuza dair soru işaretleri varsa gidermeniz ve birbirinizi iyice tanımaya çalışmanız bir gıda topluluğu açısından belki de en önemli noktadır.

Üretim yapılan alanın, topluluk üyelerinin çoğuna yakın mesafede olması tercih edilmeli. Bunun iki temel sebebi var:

– Topluluğu sosyal açıdan besleyecek olan ziyaretler ve kriterlere uygun üretim yapıldığını denetlemek (en azından ilk dönemlerde) için yapılacak ziyaretleri mümkün kılması

– Ürün teslimatında karbon ayak izini düşürecek olması

Üreticinin alıcısını bulması

Topluluk kurma yolunda ilk adımı bazen de üreticiler atar. Pazarlar, dükkânlar veya yüzünü görmediğiniz müşterilere kutu yolladığınız internet satışları gibi mevcut pazarlama kanallarınıza hem sosyal açıdan daha zengin, hem de üretimin sorumluluğunu ürünü kullananla paylaşacağınız bir seçenek eklemek isterseniz bir gıda topluluğu oluşturmayı düşünebilirsiniz. Bu topluluğu meydana getirecek bireyler katıldığınız pazarlardaki sürekli müşterileriniz ve onların çevreleri, eş dost, şehirdeki tanıdıklar ve onların çevreleri, internette sizi takip edenler olabilir. Bu bireylere ürünlerinizin hikâyesini tüm ayrıntılarıyla anlatmanız, üretim şekliniz hakkında topluluk bireylerini şeffafça bilgilendirmeniz ve bir üretici olarak aynî ve nakdî beklentilerinizi paylaşmanız, gerek adil bir fiyatlandırma için gerekse ideal bir ilişki kurma yolunda size kolaylık sağlar. Süreç içerisinde üretim yöntemlerinizi topluluğun talepleri doğrultusunda geliştirmeniz gerekebilir.

Aile olabilmek

Topluluğun kuruluş aşamasında alıcıların/türeticilerin ve üreticilerin bir araya geldiği buluşmalarda karşılıklı beklentiler, ihtiyaçlar ve kriterler açık açık konuşulmalıdır. Ekolojik tarım prensiplerine sadık kalınacak mı yoksa belli ürünlerde esneklik tanınacak mı? Topluluk Destekli Tarım modeli mi tercih edilecek, yoksa bir Katılımcı Onay Sistemi mi kurulacak? Üreticiye alım garantisi verilecek mi? Buna bağlı olarak bir ekim planı yapılacak mı? Sipariş sistemi nasıl olacak? Teslimat nasıl kolaylaştırılacak? İletişim internet üzerinden mi olacak yoksa sıkça buluşmalar mı düzenlenecek? Tüm bu sorulara ve daha fazlasına yanıt aranırken topluluğun işleyiş şekli hep beraber oluşturulmalı ve benimsenmeli. Unutulmamalı ki üretici, topluluğa ürün tedarik eden dışarıdan biri olarak değil, topluluğun içerisinde, hatta tam merkezinde yer alacaktır. Dolayısıyla süreç boyunca karar alma mekanizmasına aktif katılımı çok önemli. Öyle ki, belli dönemlerde yapılacak üretici ziyaretleri, beraber kurulacak sofralar, yüz yüze görüşmeler, telefon konuşmaları, internet yazışmaları gibi her türlü iletişim karşılıklı güven duygusunu zamanla pekiştirecek, bir noktadan sonra üretici-alıcı ayrımı ortadan kalkacak, topluluk bir aile gibi hareket edecektir. Bir gıda topluluğunun vizyonu bu olabilir.

Sorunlar, çözümler…

Her toplulukta zaman zaman sorunlar yaşanabilir. Bu sorunları ilk günden öngörmek kolay değildir, o yüzden sorunsuz bir topluluk modeli kurgulamak için planlarda boğulmak yerine bir yerden başlayın ve süreci gözlemleyin. Aksaklıkları tespit ettikçe işleyişi değiştirmek veya geliştirmek her zaman mümkün. Güven ilişkisine dayalı bir birliktelik inşa edeceğinizi unutmayın, bunun zaman alması doğaldır.

Bir araya gelin: Internet, iletişimi çok kolaylaştırsa da hiçbir şey yüz yüze iletişimin yerini tutamaz. Üretici ziyaretleri bu bakımdan çok değerli. Katılımcı Onay Sistemi’yle yürütülen, ürün alıcılarının üreticileri denetleyip onaylamasına dayalı modellerde üretici denetim ziyaretleri, topluluğun benimsediği kriterlere uygun üretim yapılıp yapılmadığına yönelik kritik bir aşamadır. Ancak bu ziyaretlerin tek amacı denetim değildir. Güven ve şeffaflığı güçlendirecek “muhabbet amaçlı” ziyaretler de bir o kadar önemlidir. Özellikle Topluluk Destekli Tarım modellerinde tarla işlerine yardım, çocuklar için oyunlar, çiftlikte beraber yenen yemekler gibi çeşitli sosyal etkinliklere de yer veriliyor.

Bir kolaylaştırıcı seçin: Topluluğun bir ya da birkaç kolaylaştırıcısı olması sağlıklı bir iletişim ve işleyiş getirebilir. Ancak tüm bu sorumluluğu tek kişinin üzerinde bırakmanın uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurması muhtemeldir. Dönemsel kolaylaştırıcılar belirlenerek sırayla herkesin bu sorumluluğu taşımasının sağlanması daha adil bir yöntem.

Diğer topluluklardan öğrenin: Benzer amaçlı diğer gıda topluluklarıyla dayanışma halinde olmanız doğal ve yerel ürünlere güvenli ve aracısız ulaşmayı amaçlayan toplumsal hareketi güçlendirecektir. Her topluluğun deneyimleri farklı, dolayısıyla birbirimizden öğrenecek çok şey var. Ayrıca gıda topluluklarıyla ilgili gerek kavramsal gerekse vaka çalışmalarına dayalı birçok kaynağı internet üzerinde bulmak mümkün.

Fotoğraflar: Rootstock Coop, Kadıköy Kooperatifi, Buğday Arşivi
0 Yorum

İstanbul Yerel Gıda Sisteminin Dönüşümü Toplantısı – 5 Kasım 2022

Zehirsiz Sofralar için mücadele veren Buğday Derneği, yeni projesi ile İstanbul’daki tarım-gıda paydaşlarını dayanışmaya davet ediyor.

Buğday Derneği tarafından, agroekoloji temelli kısa gıda tedarik zincirlerinin oluşmasına ve gelişmesine katkı sunma hedefiyle, Portekiz’den K-Evolution ve Türkiye’den Marmara Belediyeler Birliği ortaklığında yürütülen “İstanbul ve Setúbal’da Yerel Yönetimler ile Yerel Gıda Sistemini Dönüştürmek” projesi kapsamında 5 Kasım 2022 Cumartesi günü, İstanbul-Beyoğlu’nda yüz yüze bir toplantı düzenlenecek.

İstanbul’da faaliyet gösteren gıda toplulukları, tüketici kooperatifleri ve bu alanda çalışan STK ve sivil inisiyatiflerinin katılımına açık olan toplantıda projeye dair bilgi paylaşımı ile birlikte İstanbul’daki tarım-gıda sisteminin genel bir resmini ortaya koymak üzere deneyim ve işbirlikleri konuşulacak.

Kontenjanın sınırlı olduğu toplantıya katılım için 4 Kasım 2022, Cuma gününe kadar kayıt formunu doldurmak gerekmektedir. Katılımı onaylanan katılımcılara mekân ve program bilgisi toplantı öncesinde kayıtlı mail adresleri üzerinden iletilecektir.

KATILIM FORMUNU DOLDURMAK İÇİN TIKLAYIN


Buğday Derneği’nin, Portekiz’den K-Evolution ve Türkiye’den Marmara Belediyeler Birliği ortaklığında 1 Eylül 2022’de başlayan “İstanbul ve Setúbal’da Yerel Yönetimler ile Yerel Gıda Sistemini Dönüştürmek” projesi, Mercator Vakfı mali desteği ile Türkiye’den MAD (Mekanda Adalet Derneği) ve Avrupa’dan ALDA (European Association for Local Democracy) yürütücülüğünde uygulanan THE:PLACE – Türkiye Avrupa El Ele: Sivil Toplum ve Yerel Yönetimler İçin Değişim Programı kapsamında yürütülmektedir.

0 Yorum

Webinar: Akdeniz’de Agroekoloji Savunuculuğu – 13 Ekim 2022

Buğday Derneği’nin Akdeniz Agroekoloji Kervanı – MedCaravan projesi kapsamında, 13 Ekim 2022 saat 19.00-20.30’da “Akdeniz’de Agroekoloji Savunuculuğu” başlıklı bir webinar düzenlenecek.

Agroekoloji hem bir bilim, hem bir dizi tarımsal uygulama ve hem de bir sosyal hareket olarak tanımlanıyor. Bir bilim olarak, doğal ekosistemler içinde ve arasındaki etkileşimleri kapsıyor. Tarımsal uygulama olarak, çevreyi onaran ekolojik üretim modelleri geliştirmek üzere doğal ekosistemlerle ilgili derin bir bilgiyi temel alıyor. Sosyal bir hareket olarak ise, tüm gıda sistemini değiştirmek üzere ortak amaçlar için çalışıyor.

Somut olarak, bu ne demek? Agroekolojinin sadece bir dizi teknik standarda indirgenmesini nasıl engelleriz? Agroekolojinin sosyal boyutunun yeniden ağırlık kazanmasını nasıl sağlarız?

Akdeniz Agroekoloji Kervanı – MedCaravan kapsamında düzenlenen “Akdeniz’de Agroekoloji Savunuculuğu” başlıklı webinarda, Akdeniz’de politika üretme konusunda nasıl etki yaratılabileceği konuşulacak. Akdeniz Havzası’nda politik alanlar çok fazla olduğu için hepsine birden uyacak hazır yöntemler olmasa da ortak konular ve ortak mesajlar bulunabilir.

Bu soruların cevabını Hırvatistan Organik Çiftçi Örgütleri Birliği program koordinatörü Sunčana Pešak, İtalya’dan bir çiftçi ve gıda egemenliği hareketinin savunucusu Elisa D’Aloisio ve agroekoloji eğitimci ve araştırmacısı ve URGENCI Uluslarası Komitesi Başkanı Isabel Alvarez-Vispo ile konuşacak.

İngilizce düzenlenecek webinarda Arapça, İtalyanca, Fransızca, Portekizce ve İspanyolca tercüme sağlanacak.

Webinara  ücretsiz kayıt oluşturabilirsiniz.

0 Yorum

“Akdeniz’de TDT Çiftlikleri Nasıl Yönetiliyor?” Webinerine Davetlisiniz

Buğday Derneği’nin proje ortağı olduğu, AB Erasmus+ programı tarafından desteklenen Akdeniz Agroekoloji Kervanı 22 Şubat #CSADay Topluluk Destekli Tarım Günü’nde bir webiner (web semineri) düzenliyor. Topluluk Destekli Tarım (TDT) hareketinin büyümesini kutlayacağımız bu webinerde Portekiz, Fransa ve İtalya’dan 3 TDT çiftçisi deneyimlerini paylaşacak. Umutları ve korkuları hakkında açıkça konuşacaklar. TDT yapmanın ve agroekolojik bir şekilde üretmenin hem risklerini hem de faydalarını Akdeniz bağlamında ele alacaklar.

TDT türeticilerine agroekolojik üretim yapan yeni çiftçiler için mevcut eğitim yollarını merak ediyor musunuz? TDT’ye dayalı çiftlik yönetimi konusunda uygulamalı deneyimi olan çiftçileri dinlemek ister misiniz? 

22 Şubat 2022, TSİ 16.00’da Akdeniz Agroekoloji Kervanı‘nın birinci webinerine katılın.
Bu webiner, sorularınıza deneyimli TDT çiftçilerinden yanıtlar bulmak için bir fırsat.

Panelin kolaylaştırıcılığını URGENCI Genel Sekreteri Jocelyn Parot yapacak, İngilizce ve Fransızca çeviri olacak.

Katılmak için 22 Şubat’tan önce kaydolun: https://us06web.zoom.us/webinar/register/WN_iYsqkYf7Sqmrq16l723teA 
Kaydınızı takiben webinere katılma bağlantısını içeren bir e-posta alacaksınız. 

0 Yorum

“Gıdamız Geleceğimiz” üretici-türetici buluşması bu Cumartesi

SÜYADER ve Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği ortaklığında yürütülen Krizler Döneminde Dayanıklı Gıda Sistemleri Oluşturmak projesi kapsamında bir buluşma gerçekleştiriliyor.

Gezegenimizi tehdit eden sosyal, çevresel ve ekonomik kriz koşullarında insan ölçekli, doğa dostu, dayanıklı tarım ve gıda sistemlerini desteklemeyi ve yaygınlaştırmayı amaçlayan projenin 12 Şubat 2022 Cumartesi günü 11:00-16:00 arasında gerçekleşecek olan üretici-türetici buluşmasını Youtube üzerinden canlı olarak takip etmek mümkün.

Buluşmanın programı şu şekilde:

11.00-11.15 Açılış Konuşması: Kenan Baydar (Ankara Kent Konseyi Kırsal Kalkınma Çalışma Grubu sözcüsü)

11.15-11.30 Gökmen Argun (UNDP SGP/GEF Türkiye Koordinatörü)

11.30-11.45 Ozan Can İlhan (SÜYADER) Gıdamız Geleceğimiz projesi kapsamında yapılan ve planlanan çalışmalar

11.45-12.10 Ceyhan Temürcü (Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği): Krizler döneminde yerel gıda ağlarının önemi

12.10-12.30 Tahtacıörencik Doğal Yaşam Kolektifi (TADYA) üreticileri: TADYA nedir, nasıl çalışır?

12.30-13.00 Ara

13.00-13.30 Tahtacıörencik’ten geleneksel tarım ürünleri ve yerel gıdaların tanıtımı

13.30-14.20 TADYA üreticileriyle soru ve cevaplar

14.20-15.30 Forum: Ankara üreticilerinin yerel pazara erişim imkânları nasıl artırılabilir?

15.30-16.00 Soru ve cevaplar

Canlı yayın bağlantısı (Gıdamız Geleceğimiz Youtube kanalında): https://youtu.be/PEBF4cwoAt0

0 Yorum

“Güdül’de Gıda Topluluklarıyla Agroekolojik Dönüşüm” için buluşuyoruz

“Güdül’de Gıda Topluluklarıyla Agroekolojik Dönüşüm” projesi kapsamında yürütülen faaliyetlerin ve deneyimlerinin paylaşılacağı çevrimiçi seminer, 19 Eylül 2021 Pazar günü saat 19.00’da Buğday Derneği’nin Facebook ve YouTube sayfalarında canlı olarak yayınlanacak.

Doğa dostu bir üretim sistemi için çalışan Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği ve Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği ortaklığında, UNDP GEF Küçük Destek Programı’nın (SGP) desteğiyle Mayıs 2019 – Ağustos 2021 döneminde Ankara’nın Güdül ilçesinde hayata geçirilen “Güdül’de Gıda Topluluklarıyla Agroekolojik Dönüşüm” projesi başarıyla tamamlandı.

Proje kapsamında, tarımsal biyoçeşitliliğin korunması ve yerel ekonomilerin güçlendirilmesi amacıyla yürütülen faaliyetlerin ve deneyimlerin paylaşılacağı çevrimiçi bir seminer düzenlenecek. Güdül Belediye Başkanı Muzaffer Yalçın, UNDP SGP-GEF Türkiye Koordinatörü Gökmen Argun, Güdül’ün Öncü Çiftçileri ve proje yürütücülerinin katılımıyla 19 Eylül 2021 Pazar günü 19.00 – 22.00 saatleri arasında gerçekleşecek seminer, Buğday Derneği’nin Facebook ve YouTube sayfalarında canlı olarak yayınlanacak.


Etkinlik programı:

  • 19.00 – 19.10 Açılış konuşması — Ahmet Berkay Atik (Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği)
  • 19.10 – 19.20 SGP-GEF ve desteklediği çalışmalar — Gökmen Argun (UNDP SGP-GEF Türkiye Koordinatörü)
  • 19:20 – 19.30 Güdül İlçesi’nde yürütülen çalışmalar  Muzaffer Yalçın (Güdül Belediye Başkanı)
  • 19:30 – 19.45 Gıda toplulukları ve topluluk destekli tarım  Oya Ayman (Üretici, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği):
  • 19:45 – 20.00 Agroekoloji ve yerel gıda ağlarının önemi — Ceyhan Temürcü (Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği)
  • 20:00 – 21.00 Proje kapsamında yapılan çalışmalar ve sonuçlar  Ceyhan Temürcü, İlker Bekarslan, Özgürel Başaran, Özkan Baş, Nursemin Duran, Adnan Durmuş
  • 21:00 – 21.15 Bir devam projesi: Tahtacıörencik ve Ötesi — Ozancan İlhan (Sürdürülebilir Yaşam Derneği)
  • 21:15 – 22.00 Sorular ve cevaplar
  • 22:00 Kapanış
0 Yorum

Sağlıklı gıda dayanışması

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Strateji Kurulu Üyesi Oya Ayman, 17 Mayıs’ta Kapadokya Üniversitesi’nin Sürdürülebilirlik Konuşmaları programına konuk oldu.

Moderatörlüğünü Dr. Ekin Gündüz Özdemirci’nin yaptığı Buğday Derneği Strateji Kurulu Üyesi Oya Ayman ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Dr. Fatih Özden’in konuk olduğu “Gıda Toplulukları ve Zehirsiz Sofralar” başlıklı söyleşinin kaydı aşağıdaki bağlantıdan izlenebilir.

0 Yorum

Gıdamıza, gıda güvencemize sahip çıkıyoruz!

21-28 Şubat haftası tüm dünyada Topluluk Destekli Tarım (TDT) haftası olarak kutlanıyor. Türkiye’de de gıda toplulukları ve TDT uygulamaları giderek yaygınlık kazanıyor.

Covid-19 krizi bize, tüketiciler ile üreticilerin birbirinden kopuk olduğu endüstriyel gıda sisteminin ne kadar güvenilmez olduğunu gösterdi. Yoğun dış girdili şirket tarımına, uzun tedarik zincirlerine ve oligarşik karar mekanizmalarına dayalı endüstriyel gıda sisteminin, krizlere dayanıklılık sağlamak şöyle dursun, bizzat krizler (salgın krizleri, çevre ve iklim krizi, sosyal ve ekonomik krizler) üreten bir yapısı olduğunu gördük.

Hükümetin ve yerel yönetimlerin yapması gerekenler var; onlardan adil bir gıda sistemi için üzerlerine düşeni yapmalarını istemeye devam edeceğiz. Ama topluluk destekli tarım gruplarına ve gıda topluluklarına katılmak, küçük çiftçilerden bireysel ve toplu olarak aracısız alışveriş yapmak, onlarla birlikte dayanışma ağları oluşturmak bizim elimizde!

Türkiye TDT Ağı olarak, 22 Şubat’tan başlayarak 2 hafta boyunca, topluluk destekli tarımı ve gıda topluluklarını tanıtan ve teşvik eden paylaşımlar yapıyoruz. Bu mesajları siz de ağlarınızda ve çevrenizde paylaşın, yaygınlaştırın!

6 Mart Cumartesi günü Zoom ve Youtube üzerinden gerçekleşecek olan TDT ve Gıda Toplulukları seminerini de takviminize not edin. Detayları yakında Türkiye TDT Ağı FB sayfasında bulabileceksiniz.

TDT ve Gıda Toplulukları Broşürü’nü buradan indirebilirsiniz:

0 Yorum

Gıda toplulukları hareketi büyüyor

Tabağındaki gıdanın hikayesini merak eden, üretim süreçlerine seyirci kalmayan bireylerin sayısı her geçen gün artıyor. Bu bireylerin küçük üreticiyle el ele vererek oluşturduğu gıda toplulukları da Türkiye’nin dört bir yanına yayılıyor. Pandemi döneminde doğan Fethiye Gıda Topluluğu, bu hareketin en yenilerinden. Topluluk kendini şöyle tanıtıyor:

“2020 Mart ayında ilk adımlarını atıp, Ağustos ayında yaptığımız büyük tanışma toplantısıyla Fethiye Gıda Topluluğu olarak bir araya geldik. Adil ve temiz gıda anlayışıyla türeticiler olarak hayatımızın geri kalanında olduğu gibi, yediğimiz gıdanın da öyküsüne dahil olmak istiyoruz. İnsan merkezci bakış açısının sorgulanarak; insan, doğa ve hayvan sömürüsünün son bulması için bireysel çabaların yanında ortak mücadeleleri güçlendirmek adına bir araya geldik ve daha büyük adımlar atmak için kolektif bir bilinç oluşturma niyetindeyiz. Gıdanın üretiminden tüketimine geçen süreçte yıkımın önlenmesi, sürecin öbür tarafına itelenen tüketicilerin de sürece dahil olabilmesi adına Fethiye Gıda Topluluğunu kurmaya karar verdik. Hiçbir türden tahakküm ve sömürüyü meşru görmeden; sadece gıda değil bütün doğal süreçleri gözeten, ortak bilinç oluşturmayı hedefleyen, gıda dışı sorunlarımızı da konuşabildiğimiz, hayatlarımızı yakınlaştırmayı hedeflediğimiz bir topluluk olma niyetindeyiz. Bu bağlamda haftada bir toplantılarımızıve dağıtımlarımızı gerçekleştirmeye çalışıyoruz.”

Topluluğun iletişim bilgilerine www.fethiyegidatoplulugu.com sitesinden ulaşmak mümkün.

0 Yorum

Gıda topluluklarından dönüşüm hikayeleri

Originn ve Gediz Ekoloji Topluluğu (GETO), tüketmenin bir noktada bizi sona götüreceği, bu sona varışımızı ise ancak üreterek ve bilinçlenerek yavaşlatabileceğimiz düşüncesiyle başlattıkları “Döngü: Üreticiden Türeticiye Dönüşüm Hikayeleri” serisi ile doğayla teması ön plana alarak üretmeyi, üreteni desteklemeyi, daha az tüketmeyi ve tükettiğimizi dönüştürmeyi hedefliyor.

Serinin ilk konuğu Buğday Derneği Strateji Kurulu Üyesi Oya Ayman oldu.

Kendi dönüşüm hikayesini anlatan Oya Ayman, yaklaşık otuz yıllık aktif gazetecilik hayatının ardından şehirli bir insan olarak kırsala yerleşerek “yeni köylü” olma sürecinde yaşadığı zorluklara rağmen, doğa ile uyum içerisinde öğrenmenin ve dönüşmenin ne kadar kıymetli olduğuna dikkat çekiyor: “Köy ile kent arasında köprü olma rolünü üstlenmemiz gerekiyor. Ben hem ürün yetiştirmekten hem de onları nasıl yaptığımı yazarak paylaşmaktan çok keyif alıyorum. Öğrendiklerimizi paylaşmak çok değerli. Çünkü çağımızda tüketimin türetime dönüştüğü yeni bir paradigmadan söz ediyoruz. Artık üretenler ile tüketenlerin bir araya gelmesi, tüketen insanların bütün üretim süreçlerinin farkında olması, sorgulaması ve üreten insanları tanıması gerektiği bir döneme girmiş durumdayız.”

Gıda toplulukları sisteminin birbirinden öğrenme ve dayanışma gücü ile ekolojik yaşam hareketini de ileriye taşıdığına değinen Ayman, sorumluluk alarak gıda topluluklarına dahil olan türeticilerin, üreticiler ile bağ kurarak birbirlerini dönüştürdüğünü ve bu birlikteliğin ürün çeşitliliğinin artırılması, sosyal refahın sağlanması ve ekolojik kaygılara hep birlikte çözümler sunulması gibi gıdanın çok ötesinde anlamlar kazandırdığını belirtti.

İllüstrasyon: The Food Assembly

Sayfalar:12345»